Çocuklarımızı okulların bakımına emanet ettiğimizde, onların kendilerini güvende, mutlu ve değerli hissedecekleri, öğrenme için ideal bir ortam sağlayacakları bir ortam geliştirmelerini bekliyoruz. Ne yazık ki, istatistikler rahatsız edici bir gerçeği ortaya koyuyor: 4 ila 9. sınıflardaki yaklaşık dört Avustralyalı öğrenciden biri, birkaç haftada bir veya daha sık meydana gelen zorbalığa sık sık maruz kaldığını söylüyor. Her ne kadar raporlar, zorbalık vakalarının 5. ve 8. yıllarda zirveye çıkma eğiliminde olduğunu gösterse de, zorbalığın bir çocuğun eğitim yolculuğunun herhangi bir aşamasında ortaya çıkabileceğini kabul etmek çok önemlidir.
Zorbalık, başkalarına zarar vermeyi amaçlayan ısrarlı sözlü, fiziksel veya sosyal eylemlerle ortaya çıkar. Genç bireylere hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi zarar verme potansiyeli taşıyan bu olayın meydana gelmesi açık veya gizli olabilir. Zorbalığın kurbanları sıklıkla özgüvenlerinde düşüş, artan kaygı ve sosyal yetersizlik duyguları yaşarlar. Kontrol edilmediği takdirde zorbalık, psikosomatik şikayetler olarak kendini gösteren, okula devamla ilgili sorunları hızlandırabilir ve kişinin öz imajını ve güvenini zayıflatarak depresif eğilimlere katkıda bulunabilir.
Çevrimiçi platformların ortaya çıkışı, zorbalığa yeni bir boyut getirerek kapsamını ve etkisini artırdı. Dijital dünyanın hayatımızın neredeyse her alanına yayılmasıyla birlikte, evin kutsallığı siber zorbalıkla ihlal edilebilir, her yerde bulunan mobil cihazlar aracılığıyla kişisel alanlara sızılabilir ve sınıflara ve okul alanlarına yansıyabilir.
Neyin zorbalığı oluşturduğu ile neyin zorbalık oluşturmadığını ayırt etmek, bu tür davranışların etkili bir şekilde ele alınmasına yardımcı olabilir. Aşağıdaki senaryoları göz önünde bulundurun:
A – Sia, Ahmed’e atış tekniği hakkında yorum yaparak geçici bir açıklama yapıyor.
B – Jack, James’in öğle yemeğine zorla el koyar ve onu çöpe atar.
C – Meg sürekli olarak internette Ella hakkında aşağılayıcı yorumlar yayınlayarak akran gruplarının onayını alıyor.
Bu bağlamda senaryo C zorbalığa örnek teşkil etmektedir. A senaryosu düşüncesizce ve B senaryosu inkar edilemez derecede kötü (ve aynı derecede kabul edilemez) olarak nitelendirilebilirken, C senaryosu tekrarlayan doğası ve kasıtlı zarar verme niyeti nedeniyle zorbalık kriterlerini karşılamaktadır. Zorbalığın merkezinde, bir birey ya da grup tarafından algılanan ya da fiili olarak kullanılan gücün kötüye kullanılması yer alır.